KISA HİKAYE
Eğer bu yazıyı okumak lütfunda bulunacaksanız lütfen ama lütfen , yaşınız kaç
olursa olsun kendinizle kıyaslayarak biraz kendinizle çakıştırarak yorumlayın.
Sıkı bir internet kulanıcısıysanız eminim ki kendinizden de çok şeyler bulacaksınız.
Chat programlarına hiç ilgi duymuyorsanız bile inadına okuyup bitirmeye çalışın
bu yazıyı Çünkü bu yazıyı yazanda bir zamanlar chat programlarına bıyık altından
gülen insanların nasıl olupta böyle sanal  şeylere ehemmiyet verdiğini anlamayan
soğuk bir bilgisayar ekranındaki yıllar boyu hiç önemsemeden baktığımız harflerin
bu kadar çok aranacağını , boğulacak gibi olduğumuzda bir klavyenin nasıl bir nasıl
bir can simidi olabileceğini ukalaca gülerek ve üst perdeden ahkam keserek seyreden
koca bir budaladan başkası değildir. 2 yıl oldu internetle ve chat programlarıyla
tanışalı . Güzel arkadaşlıklarım oldu. Heyecanla sabahları bilgisayarımın başına
koştuğum oldu, ve yaklaşık 2 aydır üzerinde araştırıp saatlerce düşündüğüm bir
konu var ki.. O da Bu chat programları neden bizi bu kadar çok etkiliyor Belki
yanlış cevap olacak , belki de  alternatifi de çok olacak ama benim çıkardığım
sonuç bu bizler gerçek hayatın  gerçeklerinden sıkılıp , biraz hayale dalmayı,
biraz da dinleyen değil anlatan olmayı isteyen ,biraz bizi dinleyebilecek ,biraz
dürüst , biraz yürekli ama ille de sevgisini evet ille de  yüreğindeki sevgisini gösterebilecek
birilerini bulmak için bu programı kullandık hep.
Hepimizin içinde bir boşluk var evli de olsak, flört ettiğimiz bir sevgilimizde olsa çok harika
arkadaşlara da sahip olsak yine de dostluğun , sohbetin , bir şeyleri
paylaşabilmenin ama ille de sevginin fazlasından zarar gelmez diyip saldırdık
klavyenin tuşlarına. Aslında bu yazıyı çok kısa ve net bir biçimde yazmıştım.
Ama uzun yazılara ve konuyu etraflıca ele almaya alışkın olduğum için doyurucu
bulmadığım yazıya bunları da ekleme gereği duydum.
İnternet kullanıcılarının bir çoğunun bildiği bir mesajlaşma programı olan İCQ ,
bazen çok sıkı dostlukların kurulmasında da bir köprü görevi yapmaktadır.
İnternetle tanışmadan önce benimde pek yadırgadığım bu sanal ortam dostluğu ,
çok sağlam dostluklara da dönüşebiliyormuş meğerse. 6 7 ay kadar öncesiydi.
O gün yine çok erken uyanmıştım Sabahları erken kalkmak artık bende vazgeçilmez
bir tutku olmuştu. Her sabah saat 6 sularında uyanır 5 dakika kadar evin odalarını
dolaşıp akşamdan kalan yarım işlerim varsa veya o gün için yapmayı yapmayı
planladığım işlerimi kafamda sıraya koyardım. Evden çıkmadan önce eğer eşim çayı
demlemişse bir bardak çay içer  yok eğer yoksa henüz  6 yaşında olan oğlum
Ekremcan ve 1,5 yaşındaki kızım Rabia’yı çılgınca koklar yaşayamadığım
çocukluğumu o masum yüzlerinde arar ve sanki bir daha göremeyecekmişim gibi
hasretle seyreder , kayalıklar üzerinde kristal bir çiçeği taşır gibi tedirgin
bir biçimde öperek uyandırmaktan korkarak geri çekilirim. Bu iki yaramaz
bütün gün annelerinin yorgunluktan canını çıkardıkları için eşime biraz
acır biraz da anneliğin ne ağır bir yük olduğunu düşünerek evden çıkarım.
Kapıdan çıkar çıkmaz ilk sigaram yanmıştır bile. Her gün evden işyerime
yürüyerek gelirim. Yürümeyi çok seviyorum hele serin havalarda hayal
kurarak yürümek yokmu sigaram yine ağzımda saatlerce hiç durmaksızın
yürüyebilirim. Aslında işyerim eve bayağı uzak sayılabilir. Ama dediğim gibi
sabahları yürümek yok mu bambaşka bir keyif veriyor bana. Her taraf sakin
istediğimi düşünebiliyorum bu sabahlarda. Yolumun üzerinde her sabah muhakkak
uğradığım bir kahve vardır. Orada iki tane çay içer bazen de iki tane poaça
alır kahvaltımı da burada yaparım. Buradaki artık ahbap olduğum yaşlı insanlarla
biraz memleketi kurtarır biraz da onların gençlik maceralarını konuşur yüzümde
bir tebessümle tekrar yola koyulurum. Büroma geldiğimde saat en geç sekiz civarıdır.
Oysa bizim kurumda mesai saat sekiz otuzda başlar ve saat dokuzdan önce gelen
nadirdir. İşyerinde de internet bağlantım olduğu için ilk iş gazetelere bir
göz atarım. Ama o sıkıcı günde canım hiç gazete okumak istemedi.
Elektronik postalarımı da kontrol ettikten sonra başladı mı bir can sıkıntısı.
Mesainin başlamasına da daha yarım saatten fazla var. Kimsecikler yok yüzüne
bakıp iki çift laf edesin. İşimde yoğun değil .
İcq listemde konuştuğum çok iyi arkadaşlarım olmasına rağmen yeni
birileriyle tanışma ihtiyacı duydum. Ben eylül ayını çok severim.
Hayatım da en güzel şeyleri hep eylülde yaşadım.